Whatsapp, Instagram, Facebook Çöktü
İsmail Kahraman: Dindar Anayasa / Laiklik Kaldırılsın
Teröre Yardım ve Yataklık Yapan Bölücü Kebapçılar
Süleyman Işık Tutuklansın
Son üç gündür kamuoyunu meşgul eden haberler bunlar.
Whatsapp, Instagram,
Facebook; bu üç kavram yaşamımıza öyle bir girmiş ki, yedi saatlik çöküş yaşamı
felce uğrattı. Bu üçlünün çöküşüyle büyük bir boşluğun içine düştük. Twitter’a
sardık hepimiz. Ne zaman açılacağını araştırıp durduk. Bu çöküş, hayat
pahalılığının, kötüye giden ekonominin, kadına yönelik şiddetin, tacizin ve
tecavüzün önüne geçti. Ve en önemlisi, Mark Zuckerberg’in bu süre içinde ne
kadar zarar ettiğini hesaplamaya başladık.
Sonuç: Sonunda bu üçlüye kavuştuk. Egomuzu tatmin etmek için
“like”larımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz…
Dindar Anayasa ne demek?
Dindar Anayasa diyerek, nereye varılmak isteniyor?
Farklı kültür ve inanca sahip insanların yaşadığı ülkemde “dindar
anayasa” fikrini ortaya atarak ayrımcılık yapmış olmuyor musunuz?
Kültür mozaiğine ev
sahipliği yapan güzel ülkemde bunun konuşulması bile doğru değil. Yüzyıllardır iç
içe yaşamış bu halk. Herkes kendi inancı doğrultusunda ibadetini
gerçekleştiriyor. Kimi camide, kimi kilisede, kimi cem evinde, kimi de evde. Şimdi
de siz kalkmış; “dindar anayasa” olsun diyorsunuz. Bu durumda bölücülüğün
dikalasını yapıyorsunuz. Soyadınızın “Kahraman” olması sizi kahraman yapmaz. Bu
halk, Sünni’siyle, Alevi’siyle, Süryanili’siyle, Rum’uyla kurtuluş savaşında kahramanlık
onuruna erişmiştir. Ya susup oturun oturduğunuz yerde ya da çekip gidin bu
ülkeden.
Gitmeden önce “LAİKLİK” hakkında kısa bir bilgi aktarayım
size:
Lâiklik, din ve
devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve her vatandaş için vicdan hürriyetinin
sağlanması demektir. Atatürk’e göre “lâiklik” yalnız din ve dünya işlerinin
ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir.
Biz bunu çocuklarımıza, konuşmaya başladıkları
andan itibaren öğretiriz. Her çocuk büyüyüp geliştikçe, kendi hür iradesi ile
dini inancını seçer; bilin istedim.
SİZİ GİDİ BÖLÜCÜ KEBAPÇILAR SİZİ!
Aşk neydi? Adana, şalgam kebap.
Aşk neydi? Acılı Urfa, acılı Antep.
Aşk neydi? Büryan kebabı, cağ kebabı…
Yurdumun dört yanını dolaşalım, say say bitmez bu aşkla
tutuşanlar.
Bu aşka ateş tutanlarla bu ateşte yananların hepsi, kebaba
yardım ve yataklık yaptıklarından dolayı bölücü. İlk kez bölücü olmaktan
mutluyum. Adanalıyık, Allah’ın adamıyık. Kebap yerik, şalgam içerik, yanına da
halka tatlı eklerik. İsteyene de bici bici…
Hadi, tutuklayın beni!
Evet, beni tutuklamak Süleyman Işık’ı tutuklamaktan daha kolay.
Düşünce üretiyorum çünkü.
O ne yapıyor? Küçük çocuklara cinsel istismar uyguluyor.
“Rızaları vardı” diyor ve serbest kalıyor.
Benim anlamadığım, “çocuğun rızası vardı” cümlesini yargı
kurulu nasıl onaylıyor?
Bu, bir insanlık suçu. 18 yaşın altındaki hiçbir çocuğun bu
konuda rızası olmayacağına, hiçbir gerekçe göstermeden kabul etmeli yargı
kurulu. Adalet sistemi o çocuk/çocuklar
için işlemeli ve yasaların onları koruduğunu göstermeliler.
“Koşuyor altı yaşında bir oğlan
Uçurtması geçiyor ağaçlardan
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman
Çocuklara kıymayın efendiler
Çocuklara kıymayın efendiler
Bulutlar adam öldürmesin” demiş Nazım usta.
Akşam evlerinize gittiğinizde, çocuklarınızın başını
vicdanınız sızlamadan okşamak istiyorsanız KIYMAYIN ÇOCUKLARA sayın hakimler.
Bu sapık ruhlular elini, kolunu sallayarak
dolaşmasınlar aramızda…
Ek bilgi: Yargıtay,
'rızası var' diyerek beraat ettirmişti: Yerel mahkeme kararın arkasında durdu
ve sahte şeyhe 55 yıl hapis verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder