DÖRT YÜREK
“sızlayan
yerinden sevmeye başlamalı insanı”*1
Gözle görünmez yürek sızısı
Bileyli bir bıçak varken ucunda
Tarih not düşer dostlar sayfasına
Masum değildir hiçbir cellât
-Önüm
arkam
sağım
solum
sobeeeeee-
İpimi kendim çekerim Ayfer
Kanayan yerimden öp beni…
“geç buldum çabuk kaybettim” *2
“Zaman” dedi bilici
Acıları öğütür çarkında
“Buldum” dediğin yoktur aslında
Ve ölüm değildir sınırları ayıran
-Saklanmayan ebe-
Söz dinlemez sevgi delisi bir
yürek
Hicran olsa da hayat ona
Yetiş ey Ayfer yetiş
Sızlayan yerimden sev beni
“acılı günler gördüm
sığdıramam bir tek günü bir koca yıla”* 3
Kan gövdeyi götürüyorken
Kanadı kırık kuşlar
Can çekişir yüreğimde
Acılar biriktirmiş ömrüm
Aynalar saklayamaz gizimi
Mevlana şekeridir çocukluğumun bayramları
Babaannemin beyaz bir mendille sardığı
Yıllar silemedi genzimi yakan o unlu tadı
Ellerin babaannem kokuyor Sema
Kırık kanadımdan öp beni
“ille de dostun gülü yaralar
beni”* 4
Alanlar çağırır beni
Halaya durur
Sandık kokulu beyaz mendilim
Emek ve ekmek kavgasında
Çoğalmak yolculuktur umuda
Şekillenir çocuklarımızın geleceği
Başkaldırının soylu eyleminde
Yürek avına çıkar
Başlı sokakların paslı gövdeleri
Geçit vermez insan seli
Yine de korkarım
Suyun başını tutanlardan
Ve yılan olup sinsice sokanlardan
Hesabım kalmamıştır yarına
Bedeli ödenmiştir yaşamımın
Halkıma olan borcum bitmez
Dostlarım alacaklıdır benden
Kalemim kurşundur
Hem yazar hem yaralar
Gül atmaya kıyamam Sema
Kan damlayan dikenimden sev beni
“el
amor” *5
Her aşk kendi masalını yaratır
Ve ‘miş’li bir söylenceye dönüşür
zamanla
Bir gecelik mutluluk bir ömrü
karşılamalı
Aşk/
Her zaman ve daima aşk...
İshak kuşu acılı öter ilkyazda
Eşini arayan bir ceylan takip
eder onu
Ve çıldıran doğanın tam ortasında
Susmasın hiç yüreğinin şarkıları İlkay
Kırık yüreğimin ilkyazı ol
Üşüyen ruhumdan öp beni
“darbenin kayıp kuşakları”*6
Nedir beklediğim
zamandan
Yorgun telaşlarda geçen günler
Gülüşü çalınmış çocukluğum
Bedeli darbeyle ödenmiş gençliğim
Ve anne eli değmemiş saçlarım yok
artık
“Manuela” çalıyor yine
Masumiyetimizi arıyoruz romantik
bir ezgide
Cellâdın suçu yok aslında
“Büyüdük ve kirlendi dünya”
Doluyduk/deliydik
Doru atlar şahlanırdı can
damarımızda
Nehirler çağlardı yatağımızda
Ve göremedik büyüdüğümüzü
Geç kaldık ertelenmiş yarınlara
Kendimize geç/kızıl karanfillere
geç
Kaçak bir sevdayı
Büyütürken yürek ormanında
Her an her yerden geyik çıkabilir
Özgürlük ellerimizde tutsak kaldı
İlkay
Çağlayan gözlerimden sev beni
“ben suyumu kazandım da içtim”*7
Gerçek göründüğü gibi değildir
her zaman
Gerçek yaşadığımdır/yaşadığındır
Yaşadığının yansımasıdır
Ve yaşamak için yaşatmak gerek
Kaybolmuş bir kentte
Geçmişine ait izler arayan
Adı kayıtlardan silinmiş biriyim
Yüreğimi kanatır çakırdikenleri
İhanet yaralar beni
Dağlar büyür içimde
Kargalar nöbette
Yeminim yoktur dört kitap üzerine
Yüreğim aynadır sözüme ışık tutan
Kirliliğe/
Kirlenmişliğe/
kirletilmişliğe inat
Kirlenmemiş
sular ararım
Umut filizlenir mi kurumuş dalda
Uzattım ellerimi
“Sen de bırakıp gitme ne olur” özlem
Tükenen umudumdan öp beni
“bir nehir ki ömrüm/
gitsem ayrılık olur, kalsam çöl”*8
Yaralıyım
Cellâtlar susar beni
Cellâtlar ve cellâtlara yüz
sürenler
Yaralıyım
Kara kaplı kitapların karası
düşmüş ömrüme
Gitsem arananlar listesinde
olurum
Kalsam karanlık
Sızılı bir ırmak akar içimde
özlem
Kendi yaramı kendim kazırım
Taşan ırmağın gözesinden sev beni
turunç kokulu bir kentte dört yürek*9
sızılı bir yüreğin gözlerinden öptüler
Bahar geldi mi bu kente
Turunç çiçeği kokar sokaklar
Çıldırır kenti ikiye bölen nehir
Geçit vermez Karşıyaka
Kirletilmiş yaşamın içinde
Kirlenmemiş ellerle
İnşa ederler köprüleri dört yürek
Diner sızısı yaralarımın
Çoğalırım dost bakışlarda
Gülmeye başlar yüreğimin gözleri
“uğurlama”*10
Uzun yolculuklara çıkma zamanıdır
Sığmaz bavullara taşıdığım sevgi
Gözlerimin yangınına bakmayın siz
Nice ateşlerden çıkıp gelmişim
Tarih not düşer dostlar sayfasına
Korkmak yok artık
Suyun başını tutanlardan
Ve elektriği meme başlarından
akıtanlardan
Hesabım kalmaz yarına
Sormak gerek cellâtlara
Cellâtlara sormak gerek
Sor-mak ge-rek cel-lat-la-ra
Kiralık katillerden var mı
farkınız
Ve nasıl uyur koynunuzda
karılarınız
Ebeyiz şimdi hepimiz yaşam
kavgasında
Savrulur yüreklerimiz
Sürgünlüğün kıyılarına
Turunç kokulu bir kenti
Ve sevdayı beşe bölen bir nehri
bırakıyorum size
Türkülerle uğurlayın beni
Gülüşleriniz asılı kalsın yüzümde
Kurumuş topraklara can veren
Yüreğinizden öpüyorum
Dipnot:
*1-İclal Aydın
*2-Şarkı Sözü
*3-H. Hüseyin Korkmazgil
*4-Pir Sultan Abdal
*5-Julio İglesias Şarkısı
*6-İlkay Tuna
*7-Cem Karaca Şarkısı
*8-Tuncay Akdoğan
*9-Aysel Yenidoğanay Gökçelik
*10-Grup Yorum Şarkısı