24 Temmuz 2013 Çarşamba

Zakkum ve Hayat


                          
                                                              
                Bahar gelince yeşerir başı dumanlı dağlar. Yeşile bürünür kar kınalı ağaçlar. Çıldıran doğanın ortasında biri var ki, dağların sinsi gelini.  Pembe-beyaz taçyapraklı gelinliğini giyer, “en güzel benim”  diye salınır. Yeşil kuşaklar sarkar her yanından. Görenler anında vurulur masumiyetine.
                ZAKKUM’dur onun adı. Adı gibi güzel ve bir o kadar tehlikeli. Sevmenize, okşamanıza, koklamanıza izin verir. Dudaktan öpmeye kalktığınız anda akıtır zehrini.  Hayat kadar güzel ve hayat kadar aldatıcı.
                Hayat, zakkum çiçeği olarak sunulmuştur bize. O güzelim narin taçyaprakları örselemeden geçiş yapmalıyız günlerin içinden. Zehrin panzehire dönüşeceğini bilerek sürdürmeliyiz varlığımızı.
                Zehir, albenili paketi içinde durduğu sürece zararsızdır. Panzehire güvenerek onu zararlı hale getiren biziz. Unutulmamalı ki panzehir her an elimizin altında olmayabilir.

       23.07.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder