11 Kasım 2021 Perşembe

KADINLARIN DİNMEYEN ÇIĞLIĞI: ÖLMEK İSTEMİYORUM!


  

tütülerimi çıkarıp geldim

kapımın önünde bıçakladınız beni

kopya çekerken yakaladım sizi

odamda bıçakladınız beni

bir tas sıcak çorba verdim

merdiven boşluğunda bıçakladınız beni

aşk bitti ayrılmak istedim

çocuğumun önünde bıçakladınız beni

 

Bu dizeler Çığlığıma Ses Ver kitabımdan. Ve o kitapta 52 sayfa boyunca kadınlar ve çocuklar kendi çığlıklarına ses arıyor.

Ne yazık ki biz çığlıklarımız yankılansın diye direndikçe canımızı daha da çok acıtıyorlar. Her gün ama her gün öldürülüyor kadınlar. Kadın mezarlığına döndü ülke. Ateş düşüyor ocaklara, ağıtlar yükseliyor dört bir yandan. Kaybolan, bulunamayan, kaçırılan kadınları saymıyorum bile.

 “Can Göktuğ Boz, hakimlikteki ifadesinde, olay günü sinirli ve moralinin bozuk olduğunu, bir anlık öfkeyle istemeden yaptığını, daha kolay olduğu için bir kadını öldürmeyi tercih ettiğini anlattı.

Şüpheli, Başak Cengiz'i tanımadığını, olayda kullandığı kılıcı çantasında taşıdığını, maktulü gördükten sonra arkasından yürüdüğünü ve çantasındaki kılıcı çıkartarak 4 kez sapladığını hatırladığını belirterek, sonrasında eve gittiğinde üzüntüsü ve moral bozukluğunun geçtiğini, normalde böyle bir insan olmadığını, kendisine şaşırdığını ve pişman olduğunu söyledi.”(Milliyet Haber)

Ve devamında şöyle diyor fail: “Bana direnemez diye kadını seçtim.”

 

Yani kendi güçsüzlüğünün farkında fail/failler ve ellerindeki silahlara güvenerek kadınların naifliğini kullanarak güç gösterisinde bulunuyorlar.

Başak Cengiz, katilin canı öldürmek istediği için öldürüldü .

Ceren Özdemir’de bu şekilde öldürülmüştü. Katilin canı sıkkındı, bir kadını öldüreyim de can sıkıntım geçsin, diyor.

 

Hayatımız, ruh hastalarının radarına girip girmeme çizgisinde şekillenecek kadar değersiz. Bugün Başak Cengiz sadece savunmasız olduğu için öldürüldü. Bugün katilin canı onu öldürmeyi seçtiği için öldürüldü. Bugün Başak Cengiz, yarın sen, ben, o…

Yolda yürürken, evlerinde, işyerlerinde; kadınların hayatı her yerde tehlikede. Kadınları yaşatmak için yasalar etkin uygulanmadığı sürece bu ruh hastaları hep aramızda dolaşacaklar.

Hukukun caydırıcılığının kalmadığı, suçluların hak ettiği cezayı almadığı bu ortamda hepimiz potansiyel Başak Cengiz'iz. Tek farkımız, o gün, o saatte, o sokakta olmamamız.

 

 

 

 

İstanbul Sözleşmesini kaldırmak için mecliste günlerce gündem oluşturan kadınlar; neden sesiniz çıkmıyor?

Bakın ne diyor Başak Cengiz’i öldüren katil: "Birini öldürmeyi planladım, düşündüm ki kadın direnemez o yüzden onu öldürdüm…"

Bakın, kadınlar için  “güçsüz” diyor, “dirençsiz” diyor katil.

Mecliste beni/bizi temsil eden, “güçlü gibi” görünen kadınlar; gerçekte güçsüz müsünüz?

Bir katille karşılaştığınızda direnebilecek misiniz?

Kendinizi bir an için öldürülen kadınların yerine koyun ve ölenin siz olduğunu düşünün; düşüncesi bile kötü değil mi?

O halde ayağa kalkın ve güçlü kadın olduğunuzu kanıtlayın! Daha fazla ölmemek için mücadelemize destek olun!

Kadın katliamını sonlandırmanın tek yolu caydırıcı cezalar, yasaların etkin uygulanması ve İSTANBUL SÖZLEŞMESİ!

Artık kadınların “ölmek istemiyorum” çığlıklarını duymak istemiyoruz.

Artık hiçbir kadının haberlerde bir sayıya dönüşmesini istemiyoruz.

Artık hiçbir kadınının adını hashtag olarak görmek istemiyoruz.

Ve bu ülkeyi “ölen kadınlar mezarlığı” olarak değil; “gülen kadınlar cenneti” olarak görmek istiyoruz.

Ve unutmayın; İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!

Hadi! Ses olun çığlıklara. Kadınlar ve çocuklar güldükçe güzelleşir dünya…

 

 

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder