ÜTOPYA
Bu günlerde “nereye gidersen git
bu şehir arkandan gelir”* dizesindeki gerçeklik sarmış beni.
Bir gün ani bir kararla bırakıp
geldiğim şehir, biriktirdiğim anılarla çıkıp geldi.
Bir gün batımında, denize karşı,
güneşin dağların ardında kayboluşunu izlerken, ardımda bıraktığım ne varsa
çıkıp geldi.
Kendi ütopyamı yıkıntılar
arasında bırakmışken, başka birinin
ütopyasında buldum kendimi.
TINI ve ÜTOPYA!
Tını sanat merkeziydi, Ütopya
cafe. Tını’da zaman akıp giderken akışın yönünü değiştirdim. Ütopya’da zaman
hem akıyor hem durmuş. Bile isteye durdurulmuş. Erdal Eren onyedi yaşında. Öylece duruyor orada. Fidel Castro’nun ölüm
saatinde durmuş zaman; Che Guevara’nın dağlarında akmaya devam ediyor. Nazım’la
buluşuyor Che, Aziz Nesin gelecek az sonra. Devrim konuşulacak; yangınlar,
yakılanlar ve hala yanmaya devam edenler…
Geçmişin hesabı sorulur mu? “
Güzel günler göreceğiz” dediğimiz o günler geldi mi? Kendi ütopyamızı
gerçekleştirmeye çalışırken ne yaptık yarınlar için? “O güzel insanlar” atlarını emanet edecek
kimseyi bulamadılar mı?
Sorular bitmiyor. Ben ve benim gibiler;
rüzgara kapılan savunmasız bir yaprak gibi savrulurken yaşamın içinde, bir daha
yeşeremeyeceğimizi düşünüyorum. Oysa yaprak kendi oluşumunu tamamlamış ve
üzerine düşeni yapmıştır. Ya biz; “güzel bir ülke” düşünü gerçekleştirebildik
mi?
Bir gün batımında, güneş altın
ışıklarını denizin üzerine serperken, Ütopya’nın kaderi Tını’ya benzemesin diye
dua ediyorum.
Ütopya’nın işletmecisi sayıları
giderek azalan, ömrünü “güzel günler göreceğiz” umuduna adamış biri. Gençlerden
çay parası almıyor. Parası çıkışmayana, “lafı bile olmaz” diyor. Ve şimdi
tedavisi gittikçe zorlaşan bir hastalıkla mücadele ediyor. Dimdik ayakta,
işinin başında.
Bize düşen, Ütopyayı yaşatmak.
Örneğin, tiyatro çalışmalarımızı
Ütopya’da yapmıştık. Müzik çalışmalarımızı da orada yapıyorduk; çayımızı,
kahvemizi, biramızı veya şarabımızı denize karşı yudumlayarak. Kendi ütopyanıza ne kadar yakın olduğunuzu
görmek için belki siz de uğramak istersiniz.
Yer: Turgutreis Yalı Cami civarı…
*Konstantinos Kavafis
Aysel Yenidoğanay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder