28 Kasım 2017 Salı

KIRMIZI ÇIĞLIK



KIRMIZI ÇIĞLIK







            Kırmızı, kanatılmış kadınların yaşam çizgisi.
Kırmızıyla doğar kadınlar ve kırmızıyla çoğalırlar yaşam boyu.
Davullu zurnalı kutlanırken erkekliğe ilk adım, genç kızlığın tohum çatlatan kırmızısı aklanmayan bir leke olur namus bekçilerinin elinde.
Suyun toprağı doyurması gibi, kanlarıyla doyururlar canlarından can verdiklerine.
Ve kadınlar en çok kırmızının ihanetine uğradılar: Aşk acısı kör bıçaklar gibi saplandı yüreklerine; içten içe kanadılar.
İçi kof ağaçlar gibi ayakta öldüler; kimseler görmedi kuruduklarını.
“Seni seviyorum”un içi boşaltılmış anlamının peşi sıra adımladılar kaderlerini; kaderi değiştirmenin ellerinde olduğunu bilmeden.
Kaderi değiştirmeye kalkışmak, kırmızıya ihanet demekti.
Kırmızıya ihanet, kadınlıklarına ihanetti.
Kadınlıklarına ihanet, namussuzlukla eş anlamlıydı.
Geriye dönüp baktıklarında ne kadınlıkları kalmıştı yaşayacakları ne de değiştirebilecekleri bir kader.
Yitmişti düşler; yaşam gibi avuçlarında ufalanmıştı umut.
Doğanın kanunlarına tutsak oluştu bedenleri.
Kırmızı akıp gitmişti can damarlarından.
Sırlı aynalarda aradılar ilk gençlik yüzlerini.
Volkanları patlatacak kırmızı bir çığlık, gömülü kaldı yürek odalarında…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder